29 Ekim 2009 Perşembe

İsveçde Sıçtım Mavisi


Sıçtın mavisi, aslında her öğrencinin kelime haznesinde bulunur. Ama yinede bilmeyenler için ekşisözlükden cikitamuz'un tanımını koyayım;

"ertesi sabah sınavın vardır ve sen çalışmaya 12 de başlamışsındır. acayip uykun vardır sürekli esnersin hiç birşey anlamasın. sonra bir anda sana bir enerji gelir. "tamam abi yaa anliyorum yapıyorum ben bu işi" dersin ama o da ne camdan bi bakarsın ki garip bir mavi... "sıçtım!" işte o mavi sıçtım mavisidir..."

Türkiye deyken final dönemlerinden önce arada sırada görürdüm kendisini, genelde sabah 5 den sonra ortaya çıkardı. Anlardım geriye 2-3 saatlik bir süre kaldı, ya biraz kestirir yada bele kuvvet deyip devam ederdim çalışmaya(yalan..bu sadece 1-2 kez oldu).


Kviksund-İsveç
resim çakma/çarpma değildir


Bugünde mavisi olmasada sıçtığım günlerden biri galiba, yarına yetiştirilecek bir rapor ve yapılacak bir sunum var. Bu sırada aklıma geldi o sıçtın mavisi nasıl olur İsveç de acepp diye. Malumunuz kışları burada güneş 8-9 itibari ile doğuyor. Durumu o anda fark eden birisinin sınavı gündüz seansındaysa, zaten sıçmayı geçtim kafadan sınavı kaçırmış olur. Herhalde olsa olsa "sulu sıçtın mavisi" olur o.

p.s: yazında tersi oluyor ondan niye bahsetmedim derseniz,size, yahu yazın ne sınavı güzel kardeşim demekle yetinirim.

28 Ekim 2009 Çarşamba

Nite Monologue


-alcohol?
-no, thanks.
-...
-just kiddin'

27 Ekim 2009 Salı

Yak Anasını Satayım

Kaldığım evde İspanyol öğrencilerin her akşam bir tane yakmasına(sigara değil,diğeri) alıştım sayılır. İstinasız her İspanyol, akşam TV izlerken yada xbox oynarken yakıyorlar. Onlar için özel bir durum veya farklı birşey değil. Türkiye de en azından içenlerden gördüğüm kadarı ile, farklı/özel bir durum, hatta bulununca bayram olmuşcasına sevinirdi arkadaşlarım, 1-2 gün önceden hazırlık bile yaparlardı sadece o an için.

Dün İspanyol ev arkadaşım, artık olayı o kadar basitleştirdi ki, bir kaç dakika affallayıp baktım, sonrasında ile cep telefonu ile o anı ölümsüzleştirmeye çalıştım. Fotoğraf aşağıda. Fotoğrafın hikayes ise, arkadaş sykpe da annesi ve annanesi ile konuşurken üstüne bir tane yakıyor. Anne ile konuşmak bu olsa gerek:) Yak anasını satayım.

Bu arada meretin İspanyolca adlarından biri: El tabacco de la Turca (Türk tütünü)

Orgasm for your feet!

Yolda yürürken bir dükkanın vitrininde dikkatimi çekti. Aslında kafamda resmini koymak vardı ama videosunu buldum. Slogan biraz bizim arkadaş arası konuşmalarımıza benzemiş gibi, "giy bak, ayakların orgazm olacak oğlummm!".


24 Ekim 2009 Cumartesi

Tespit


"Herkes annesine aşıktır, aşık olacağı kadının da ona benzemesini ister..."

Bugün bir röpartajda okudum bunu acaba kadınlarla aramdaki sorun burada mı?

12 Ekim 2009 Pazartesi

Sonun Başlangıcı



24 yaşına kadar öğrenmemiştim pokeri, ta ki geçen haftaya kadar. Aslında bu birazda farkındalık ile yapılan birşeydi. Sonun başlangıcı, hayatımdaki böyle kırılma anlarını iyi bilirim.

10 Ekim 2009 Cumartesi

Smart Cimbom



Bugün resmdeki arabayı Stockholm de dolaşırken gördüm. Önce plaka ilişti gözüme, ardından renkler ve kapıdaki Galatasaray arması. Zaten araba bir kebabcının önünde duruyordu muhtemelen onundur.

İzmir de dolaşırken duvarda "Jag älskar dig!" yazısını görmem ile aynı şoku yarattı bende. O yazının postu da burada.

8 Ekim 2009 Perşembe

Kasaba Gel!




Ben süpermarketlerin gelmesiyle kasapların artık neredeyse tarihe karıştığını düşünüyordum. Onların artık sadece yüksek hacimli müşterilerle(otel, restorant vs.) iş yaptığını flm. Acetto'nun blogunda eski "adv" lere bakarken gördüm, "et alınca dükkan'dan alınır" demiş. Birde kasap dükkan'ın internet sitesini koyunca....eee bende de merak baktım.

Babam siz ne yapmışsınız öyle, bu ne kasabdır ulan, etin yanına koy kıyafet onuda satarsın bu dükkanda. Hakket helal olsun diyorum sahiblerine, gerçi normal etten 2 katıdır fiyatları ama fikir güzel, birşeyler üreteni takdir etmek lazım.

Dükkan internet sayfası için tıklayınız.

6 Ekim 2009 Salı

Adamı İçtiğinden İçeceğinden Soğutursunuz Siz!


İsveç de malum alkolizm almış başını gidiyor. Hatta bahsetmiştim bir ara ülkede alkol'de tekel mevcut. % 3,5 dan yüksek her türlü içeceği, buna bira da dahil, devletin kendi satmakda.
Nese geçelim kısa bilgilendirme geyiğini de, dün bu alkolizme karşı İsveç de faaliyet gösteren bi STK'nın alkolizm testini çözeyim dedim.

Sonuç;


Ya kardeşim herşeyi geçtim, insanların sabah 12de içmeye başladığı bir ülkede ben nasıl bu kadar yüksek çıkarım. Hatta o kadar yüksek değil, en yüksek (farligt=tehlikeli). Yani şurada keyif için 1-2 içtiğimiz birşey var , onu da burnumuzdan getiriyorlar.

İçince McDonalds'a bar çıkışı ayakkabısız gitmiş olabilir, arkadaşımın evine elim boş gitmeyim diye sokakdan yatak getirmiş olabilirim ama bu kadar da değil ya!

p.s:Sizde denemek isterseniz,buyrun: http://www.alkoholprofilen.se
İngilizce seçenek bulunmamakda ama google translate'den yararlanabilirsiniz. Her nekadar isveççe-türkçe çok başarılı olmasada, isveççe-ingilizce çevirileri baya iyi.

5 Ekim 2009 Pazartesi

Tatile Çıkartan Şarkılar

Kış geldi, aslında bunu hava durumuna bakarak anlamaya çalışmaya gerek yok, ki, kendisi şu post atıldığı sırada 1 derece. Kışın geldiğini dinlemeye başladığım "yaz şarkılarından" anladım. Bütün haftadır kendimi alamıyorum bu parçalardan. Hatta bir ikiside altta bulunmakta.

Bu şarkıların ortak noktası: Hemen hepsi her an bavul toplattıracak gibi duruyor adama. Biraz dinlemeye başladıkdan sonra direk Ryanair'in sitesinde buluyorum kendimi. Hatta daha da ileri gidip okyanus aşırı yerlere bakmaya başlıyorum. Ne mutlu bana, ne kredikartımda ne de hesabımda o biletleri karşılayacak meblağ bulunmuyor. Aksi takdirde gaza gelmekten an meselesi.

Favori tatil mekanı Küba, bol bol mojito ve cuba libré hatta beraberinde puro (mümkünse geleneksel bacak arasında sarılan). Sahilde yatıp güneşlenmekten ziyade Havana'daki o şehir hayatını yaşamak, öle otel yerine, gayet sıradan bi evde olur. Her ne kadar sıradan evleri kırık dökükde olsa.

Neyse fazla sıkmaya gerek yok. Üşenmeyip iki şarkıyı upload ettim şimdilik, belki eklerim ilerde. Şarkıların klipleride çok güzel olduğu için direk şarkıları koymak istemedim.


Beirut - Postcards From Italy




King of Convenience - Misread

Soru:Kariyer?


Cevap: Biraz saçma gelmiyor mu.

resim: Moorea-French Polynesia
 

Free Blog Counter
Poker Blog