Yaz geldi gelmesinede havanın İzmir ile aynı olmasını beklemiyordum. Haftasonu süper bir hava ile geçti. İki gün boyunca göl kenarında çimlerde geçirdik yayıla yayıla. Sağolsun, hiç eksik olmasın hava salı günü tekrar bizi nerde yaşadığımız gerçeği ile başbaşa bırakacak.
Yazları Marmaris de hava 24 derece olunca üstümüze üşüyebiliriz diye birşeyler alırdık. Dün ise burada tam tersi üstümüzdekileri çıkarıp güneşlenmeye başladık. Hatta utanmayıp göle bile girdik. Hafifden sırtımıda yakmayı becerdim.
Güneşli haftasonlarımız tekrarlanır İsveç de temennisi ile postu sonlandırıyorum. Birde göle girmeden önce foto..
31 Mayıs 2009 Pazar
Trentemøller
Cumartesi gecesinin en büyük kazancı benim için Trentemøllerdi. İsim ve vokal ilk başta direk kafamda Norveç'li izlenimi bıraksa da, bugün spotifydan dinlerken gördüm, Danimarkalılar. İlerde İskandinavyadan yardıran hatun vokalları gibi bir yazı yazmayı planlıyorum.
Trentemøller, en azından Moan kesinlikle o listede olacaktır.
Moan by Trentemøller |
30 Mayıs 2009 Cumartesi
Geceyi Gündüze Katmak
İsveç'deki gece gündüz olayına açıklık getireyim dedim. Burada gündüz gece süreleri biraz şaşırmıştır, doğrudur. Ancak 6ay gece 6ay gündüz gibide birşey sözkonusu değil. İsveçdeki nufüsun %70-80'i(kafadan salladım) güney bölgesinde yaşadığı için bu 6ay'lık genellemede doğru kaçmıyor. Ancak kuzeyde kalan şehirler de mümkün Kiruna,Lulea ve Umea gibi.
Ama şuda bir gerçek ki burada, yani Västerås'da(Stockholm ile ayni hizada kaliyor) bile hava kışları sadece 4-5 saat kadar aydınlık oluyor. Özellikle Aralık ayı tam felaket. 9da aydınlanmaya başlayan hava ve 02:30-03:00 gibi batan güneş.
Yaz'ın gündüz olayı ise 29Mayıs itibari ile aşağıdaki gibi. Fotoları dün gece klubünde ve çıkışda evin yanında çekildi. Ekinos 21 Haziranda. Aksilik çıkmaz ise o gün tripodla bütün günü saat başı çekmek istiyorum. Umarım yapabilirim. Nese o güne kadar aşağıdaki fotolarla idare edin.
Ama şuda bir gerçek ki burada, yani Västerås'da(Stockholm ile ayni hizada kaliyor) bile hava kışları sadece 4-5 saat kadar aydınlık oluyor. Özellikle Aralık ayı tam felaket. 9da aydınlanmaya başlayan hava ve 02:30-03:00 gibi batan güneş.
Yaz'ın gündüz olayı ise 29Mayıs itibari ile aşağıdaki gibi. Fotoları dün gece klubünde ve çıkışda evin yanında çekildi. Ekinos 21 Haziranda. Aksilik çıkmaz ise o gün tripodla bütün günü saat başı çekmek istiyorum. Umarım yapabilirim. Nese o güne kadar aşağıdaki fotolarla idare edin.
27 Mayıs 2009 Çarşamba
Mezuniyet 2009
Mezun olan ben olmasamda bütün arkadaşlarım mezun oluyor. Nese bende(aslında daha çok kıçım) videoda yer almaktayım.
Thanks God, you re a man
26 Mayıs 2009 Salı
Lucky Underwear
25 Mayıs 2009 Pazartesi
Uyarıda Sadizim
İsveç'e Gelip Yeni Türkçe Kelime Öğrenmek
Pazar gecesine uygun olsun. Ne zamandır aklımdaydı bu şarkıyı post etmek. İsveç de dolmaya yakın bir yılın ardından öğrendiğim yeni bir kelime oldu "depresyon".
ps: Şarkıda İspanyolca. Sıcak sulara inme planlarım sinsice işleyecek.
Giulia y los Tellarini -Mi Niña
ps: Şarkıda İspanyolca. Sıcak sulara inme planlarım sinsice işleyecek.
23 Mayıs 2009 Cumartesi
Dildildildildil...
Çok şey istiyorum çok.
İspanyolca öğrenmek istiyorum bir yandan İsveççe konuşabilmek. Anlayacağınız google translate gibi adam olmak istiyorum. Okuldaki arkadaşlarımla kendi dillerinde konuşabilmek istiyorum.
Ama en kabiliyetsiz olduğum konu kendinisi. Milli felaketim desem tutar. Yoksa yurtdışında yaşayıpda bu blog'u neden Türkçe yazayım ki, İngilizceme o kadar güvensem.
İngilizce bile ayrı olay toefl dan çakıp sonra IELTS'e girdim. Zar zor 6 aldım da mastera kabul edildim. Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi mezunu olupda dil konusunda bukadar beceriksiz olmak herkesin haddine değildir. Hele hele yakınımda Derya gibi bir insan varken, ingilizce/fince/fransızca. Unuttuğum daha dil varmı Derya?
Bu önümüzdeki zaman dilimini kendim için "Dil Öğrenme" bölümü diyorum. Yazın bu nedenle İsveç de kalıp kursa gideceğim(kaydımı bile yaptırdım). Umarım yaz sonunda konuşma hayallarim var. Gelecek yılda okulda seçmeli İspanyolca dersi(bu hala proje) alcam.
Çok gaza geldim çokk
Jag vill tala många spårk som är spanska och svenska.
Också engelskaa:)
İspanyolca öğrenmek istiyorum bir yandan İsveççe konuşabilmek. Anlayacağınız google translate gibi adam olmak istiyorum. Okuldaki arkadaşlarımla kendi dillerinde konuşabilmek istiyorum.
Ama en kabiliyetsiz olduğum konu kendinisi. Milli felaketim desem tutar. Yoksa yurtdışında yaşayıpda bu blog'u neden Türkçe yazayım ki, İngilizceme o kadar güvensem.
İngilizce bile ayrı olay toefl dan çakıp sonra IELTS'e girdim. Zar zor 6 aldım da mastera kabul edildim. Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi mezunu olupda dil konusunda bukadar beceriksiz olmak herkesin haddine değildir. Hele hele yakınımda Derya gibi bir insan varken, ingilizce/fince/fransızca. Unuttuğum daha dil varmı Derya?
Bu önümüzdeki zaman dilimini kendim için "Dil Öğrenme" bölümü diyorum. Yazın bu nedenle İsveç de kalıp kursa gideceğim(kaydımı bile yaptırdım). Umarım yaz sonunda konuşma hayallarim var. Gelecek yılda okulda seçmeli İspanyolca dersi(bu hala proje) alcam.
Çok gaza geldim çokk
Jag vill tala många spårk som är spanska och svenska.
Också engelskaa:)
22 Mayıs 2009 Cuma
Polarizasyon
Şubat da Kiruna'dan bahsetmiştim. Kutup dairesinin üstünde kalıyor. Gidip turist information'a başvurursanız da kutup dairesini geçtinize dair sertifika veriyorlar 20SEK(5TL) karşılığına. Öle hoş bi anı olarak saklıyorsunuz sonra çekmecenizde. Bende çekmeceden çıkarıp blog'a koyam dedim.
Belki gaz verir felam.
Belki gaz verir felam.
21 Mayıs 2009 Perşembe
Navigasyon Nereye Gasyon!!
Videoda, Timirşova(romanya)'dan Sofya(bulgaristan)'a gitmeye çalışırken navigasyonun kısa diye önerdiği yol, sağolsun kısaydı!
Bu sırada Burak'ın benle ileri sürüş tekniklerini tartışmaya çalışması, en son cümlede ise navigasyona olan inancımız ayrı bir hava zaten.
Nese diyalog tam anlaşılmazsa altta bulabilirsiniz.
.
Burak:Abi vites değiştirirken zaman kaybediyorsun.
Cihan:A**na k**ayım rally mi bu zaman kaybediyorsun.
B:Sen vites değiştirene kadar araba geniş almaya başlıyor.
******sessizlik*******
C:Ben bu navigasyona sokam. Böyle yola mı sokar lan bizi.
B:Yaa kısa yol bu bence.
C: Evet belli!
B: Simon, did u fix the navigation?
Bu sırada Burak'ın benle ileri sürüş tekniklerini tartışmaya çalışması, en son cümlede ise navigasyona olan inancımız ayrı bir hava zaten.
Nese diyalog tam anlaşılmazsa altta bulabilirsiniz.
.
Burak:Abi vites değiştirirken zaman kaybediyorsun.
Cihan:A**na k**ayım rally mi bu zaman kaybediyorsun.
B:Sen vites değiştirene kadar araba geniş almaya başlıyor.
******sessizlik*******
C:Ben bu navigasyona sokam. Böyle yola mı sokar lan bizi.
B:Yaa kısa yol bu bence.
C: Evet belli!
B: Simon, did u fix the navigation?
19 Mayıs 2009 Salı
Sidikli İsveçliler
Daha çok değil 2-3 gün önce blogda "işemelerin en güzeli" diye post girmiştim. Kafamı sidikle bok ile bozacak kadar daha yemedim. Hatta Cem'in tepkisi;
-Biraz bize ne kardeşim senin çişinden.
Şeklinde olmuştu. Canı sağolsun.
Asıl konumuz ise İsveç'lilerin sokağa işemeleri ve kanunları. Bugün Metro gazetesinin haberinde öğrendim olayı. Biraz sözlük ve biraz arkadaş yardımı alarakda olsa anlamaya çalıştım. Haber'in net versiyonu buyrun burada.
Uzunca bir süreden beri İsveç'de sokağa işemenin cezası 800Sek(160TL). Ancak bu yasa her nekadar tolere edilsede yinede uygulamaları sıkça oluyor. Sokağa işemek derken kastedilen kamuya açık alanlar.İsveç'in güneyinde yeralan Skåne eyaletinde de 2006 yılında sokakda işereken yakalananların sayısı ile 2008 arasında bir kıyaslama yapmışlar. Sokağa işeyenlerin sayısı çarpıcı şekilde artmış. Skåne'deki şehirlere göre rakamların dağılımı aşağıda.
Parantez içindekiler 2006 rakamları ,solundaki 2008.
Şimdi benim aklıma gelen soru;
-Ülkede başka sorun kalmadı haber yapacak birşey bulamıyorlar? Bu ülkenin başka sorunu yokmudur ki ilk haberdir gazetede?
kaynak:Metro
resim:Göteborgs-Posten
-Biraz bize ne kardeşim senin çişinden.
Şeklinde olmuştu. Canı sağolsun.
Asıl konumuz ise İsveç'lilerin sokağa işemeleri ve kanunları. Bugün Metro gazetesinin haberinde öğrendim olayı. Biraz sözlük ve biraz arkadaş yardımı alarakda olsa anlamaya çalıştım. Haber'in net versiyonu buyrun burada.
Uzunca bir süreden beri İsveç'de sokağa işemenin cezası 800Sek(160TL). Ancak bu yasa her nekadar tolere edilsede yinede uygulamaları sıkça oluyor. Sokağa işemek derken kastedilen kamuya açık alanlar.İsveç'in güneyinde yeralan Skåne eyaletinde de 2006 yılında sokakda işereken yakalananların sayısı ile 2008 arasında bir kıyaslama yapmışlar. Sokağa işeyenlerin sayısı çarpıcı şekilde artmış. Skåne'deki şehirlere göre rakamların dağılımı aşağıda.
Parantez içindekiler 2006 rakamları ,solundaki 2008.
Şimdi benim aklıma gelen soru;
-Ülkede başka sorun kalmadı haber yapacak birşey bulamıyorlar? Bu ülkenin başka sorunu yokmudur ki ilk haberdir gazetede?
kaynak:Metro
resim:Göteborgs-Posten
18 Mayıs 2009 Pazartesi
Imam Baildi
Imam Bayıldı değil, evet evet "Baildi" . Kendilerini Roskilde Festival(İskandinavya'nın en büyük festivali, yer:Danimarka)'inin line-up'na bakarken gördüm. Eee tabi isim bu olunca direk dikkatimi çekti. Ses Atina'dan yükseliyormuş.
Electronica Folk yapıyorlar. Etnik electronica dersenizde gider, oturur. Sadece Yunan, Ege ezgileri değil ayrıca Türk ve İspanyol çağrışımlarıda var. Gerçekten çok güzel ortaya karışık elektronik temelli bir Akdeniz müziği çıkmış ortaya. Alttaki iki parça tek albümleri olan Imam Baildi-Imam Baildi'dan seçtim. Daha fazla bilgi ve ilgi için myspace'lerine bakmanızı öneririm.
Den Thelo Pia na Xanarthis by Imam Baildi |
O Pasatempos by Imam Baildi |
No Youtube Land
17 Mayıs 2009 Pazar
Çişlerin En Güzeli
hö?
Resim 2hafta önce İzmirde çekildi tarafımdan. Kıbrıs şehitlerinde Tansaş'ın yanındaki sokakda. Kim niye neden İsveç'ce yazar. Yazının sabihi kimdir merak etmekteyim.5N1K'lik bir konu aslında. İlk gördüğümdeki tepkimde hö? diye oldu(aslında hassiktir dedimde).
Acaba sahibi İsveçli hatunların tümüne mi yazmış bunu?
*Jag älskar dig(Ya elskar dey) = Seni seviyorum
Acaba sahibi İsveçli hatunların tümüne mi yazmış bunu?
*Jag älskar dig(Ya elskar dey) = Seni seviyorum
İsveç'de Firma Sahibi Olmak!
İsveç de insanlar mütevazidir, alçak gönüllüdür. Bundan bahsettim mi bilmiyorum ama cep telefonumdaki fotoğrafları bilgisayara aktarırken aklıma geldi tekrar.
İnsanlar burada gösteriş meraklısı değildir. O yüzdendirki cip(jeep)'e veya lüks arabalara binmezler. Gece klubüne bisikletlerle giderler. Burada VIP diye bir anlayış yoktur yada şehirde zengin mühiti diye birşeyde söz konusu değildir. Bu böyledir takdir edileside birşeydir. Tabiki arada apacheler var arabayla gezen sağda solda ama maalesef onlarda genelde ortadoğulu sonradan olma İsveçliler.
Neyse aktardığım foto'ya gelince: Okuldaki bir proje sebebiyle haftada 1-2 Mälarplast diye bir KOBI büyüklüğünde bir firmaya gidiyorum. Plastik olan ne varsa üretiyorlar. Firmanın yıllık kazancı 4milyon SEK ( 800.000TL). Rakam baya bir hoş duruyor.Zaten firmada toplamda sadece 20kişi çalışıyor. Peki bu firmanın sahibi neye benzer ve işyerinde neyapar.
işte cevabı;
Evet adamımız Peter(klasik isveç erkek ismi). Geçen haftalarda şirkete gittiğimizde, Peter'in yaptığı plastiklere silikon çekmekti. Bir isçişi işe gelememiş,onun yerine kendisi yapıyordu. Galiba yukarda tanımlayı düzgün beceremediğim mütevaziliği foto güzel anlatıyor. Bir de aklıma bizim oralarda kıytırık dükkan, mekan sahibi insanları ve yaşam tarzlarını düşünüyorumda;
"Ceza-fark var".
İnsanlar burada gösteriş meraklısı değildir. O yüzdendirki cip(jeep)'e veya lüks arabalara binmezler. Gece klubüne bisikletlerle giderler. Burada VIP diye bir anlayış yoktur yada şehirde zengin mühiti diye birşeyde söz konusu değildir. Bu böyledir takdir edileside birşeydir. Tabiki arada apacheler var arabayla gezen sağda solda ama maalesef onlarda genelde ortadoğulu sonradan olma İsveçliler.
Neyse aktardığım foto'ya gelince: Okuldaki bir proje sebebiyle haftada 1-2 Mälarplast diye bir KOBI büyüklüğünde bir firmaya gidiyorum. Plastik olan ne varsa üretiyorlar. Firmanın yıllık kazancı 4milyon SEK ( 800.000TL). Rakam baya bir hoş duruyor.Zaten firmada toplamda sadece 20kişi çalışıyor. Peki bu firmanın sahibi neye benzer ve işyerinde neyapar.
işte cevabı;
Evet adamımız Peter(klasik isveç erkek ismi). Geçen haftalarda şirkete gittiğimizde, Peter'in yaptığı plastiklere silikon çekmekti. Bir isçişi işe gelememiş,onun yerine kendisi yapıyordu. Galiba yukarda tanımlayı düzgün beceremediğim mütevaziliği foto güzel anlatıyor. Bir de aklıma bizim oralarda kıytırık dükkan, mekan sahibi insanları ve yaşam tarzlarını düşünüyorumda;
"Ceza-fark var".
8 Mayıs 2009 Cuma
"abi ben kullanırım"
Sofyadan ertesi gün sabah erkenden ayrılacağımızdan. Birimizin çok içmemesi gerekiyordu. Burak sağolsun fedakarlık yapıp.
"abi ben kullanırım"
"2bira içsem yeter"
Gibi babayiğit repliklerin ardından , Bulgaristandaki ucuz alkol onunda gözünü döndürdü.
Ve işte buda burak'ın ilerleyen saatlerde görüntüsü.
agd (amı-götü-dağıtmak)
sonuç: 2bira-1mastika-4rom
ama yinede en ayığımız kalmayı becerdi bir yandanda tebrik etmek lazım.
"abi ben kullanırım"
"2bira içsem yeter"
Gibi babayiğit repliklerin ardından , Bulgaristandaki ucuz alkol onunda gözünü döndürdü.
Ve işte buda burak'ın ilerleyen saatlerde görüntüsü.
agd (amı-götü-dağıtmak)
sonuç: 2bira-1mastika-4rom
ama yinede en ayığımız kalmayı becerdi bir yandanda tebrik etmek lazım.
Nerdeydim Ben
Yoktum 2,5 haftadır neredeyse. Hayatımda ikinci kez roadtrip yapmış oldum bu yok olduğum zamanda.
Polonya-Çek Cumhuriyeti-Slovakya-Macaristan-Romanya-Bulgaristan-Türkiye
Aha buda resmi ne yaptığımızın.
Çok keyifliydi çok.
ps:derya biliyorum beni öldürüceksin geldin niye haber vermedim die. açıklayabilirim:)
Polonya-Çek Cumhuriyeti-Slovakya-Macaristan-Romanya-Bulgaristan-Türkiye
Aha buda resmi ne yaptığımızın.
Çok keyifliydi çok.
ps:derya biliyorum beni öldürüceksin geldin niye haber vermedim die. açıklayabilirim:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)